Gerek göçebe gerek yerleşik yaşam koşulları farklı tekniklerin keşfedilmesini sağlamıştır. Bu geniş gıda kültüründe Türk malı dünya gıda...

Ekolojik olarak sürdürülebilir olan biyobozunur ambalajların geliştirilmesi, küresel ısınmayı durdurmanın bir anahtarı olarak görülüyor.
Ambalajlamada kâğıt ve kartondan sonra en yaygın kullanılan malzeme plastiklerdir. Hafif, dayanıklı, esnek ve ucuz olması, plastik ambalajları diğerlerinden ayırmaktadır. Dünya genelinde üretilen plastiklerin yaklaşık %40’ı ambalaj materyali olarak değerlendirilmektedir. Plastik malzemeleri en çok kullanan ülkeler arasında ise Türkiye ilk sıralarda yer alıyor. Bu duruma bir de atık yönetiminin doğru şekilde yürütülmemesi eklendiğinde büyük bir çevre kirliliği sorunuyla karşı karşıya kalmaktayız.
Sürdürülebilirliğin sağlanması, doğal kaynakların korunması ve plastiğin yerini biyobozunur ve kompostlanabilir ambalajın alabilmesi için yapılan çalışmalar artmaktadır. Ekolojik olarak sürdürülebilir olan biyobozunur ambalajların geliştirilmesi küresel ısınmayı durdurmanın bir anahtarı olarak görülmektedir.
Günümüzde kullanılan plastikler petrokimya bazlı olup üretim ve yönetim bakımından yerleşik ve gelişmiş bir teknolojiye sahiptir. Biyobazlı plastikler ise sürdürülebilir alternatif olarak hala iyileştirmelere ve altyapı yatırımlarına ihtiyaç duymaktadır. Aslında her iki ambalaj türünde de amaç ortak olsa da temelde: “İnsanların geçim kaynaklarından ödün vermeden yiyecek ve suya erişimini nasıl sağlarız? Çevreyi ve insan sağlığını etkilemeden nasıl daha fazla biyolojik ambalaj üretebiliriz?” sorularının cevapları aranmaktadır. Bu soruların karşılığı ise biyobozunur ambalajlardır.
Biyobozunurluk, bir malzemenin mikroorganizmaların tarafından parçalanabilirliği anlamına gelmektedir.
Biyopolimerler plastiklere göre çok daha hızlı bozunabilmektedir. Petrol bazlı plastiklerin parçalanması yaklaşık 30 yıl kadar sürerken biyoplastiklerin parçalanması en fazla birkaç ay sürmektedir. Gıda atıklarından sentezlenebilen nişasta ucuz, ulaşılabilir ve tamamen çözünebilir olduğu için biyobozunur ambalaj üretiminde ilgiyi üzerine çekmiştir. Petrokimya bazlı plastiklerse gıda tüketildikten sonra parçalanması yıllar sürecek bir atık olarak yeryüzünde kalacaktır.
Biyobozunur Gıda Ambalaj Filmleri: Kullanılan filmlerin geri dönüştürülebilirliği ekoloji açısından önem arz etmektedir. Ayrıca yenilebilir film ve kaplamalar; plastik, teneke, cam vb. ile yapılan kaplamalara göre kanserojen riski taşımamakta ve atık oluşturmamaktadır.
PHA Gıda Ambalajları: Lipit ve karbonhidratların fermentasyonuyla elde edilen doğal polimerlerdir. UV dayanıklılığı ve düşük su buharı geçirgenliği sayesinde düşük yoğunluklu polietilenler ile kıyaslanabilir özelliktedir.
PLA Gıda Ambalajları: Nişasta, mısır ve şekerden elde edilen Polilaktik asit spreyleme ve vakumla şekillendirilen ambalaj üretimi için uygundur. Nem geçirgenliği düşüktür ve ürünün aromasını koruyucu bir bariyer özelliği göstermektedir. Düşük sıcaklıkta erime sıcaklığına sahip olması çeşitli modifikasyonlarla ortadan kaldırılabilmektedir. Yaygın kullanılan polistiren (PS) malzemelerin yerini almaya aday bir polimerdir.
Biyoekonomi tarım-gıda alanı öncelikli olarak doğal kaynakların en verimli şekilde ve inovatif kullanımına dayanmaktadır. Biyoekonomi, biyoteknlolojik endüstrinin büyümesi için fırsatlar yaratmaktadır. Biyoteknolojik endüstri geri dönüştürülebilir organik atıkları daha etkili ve ekolojik bir şekilde kullanmaktadır. Türkiye’de özellikle tarımsal alanda reformların yapılması ve sürdürülebilirliğin sağlanması gerekmektedir. Bu noktada biyoekonomik yatırımlar köklü bir değişim ve sürdürülebilirlik açısından önemli bir yer tutmaktadır. Mevcut olarak gıda sanayisinde paketleme materyali olarak kullanılan çok sayıda biyoplastik türü bulunmaktadır.
AGPAM’ın sizin için önerdiği çalışmaları okuyun.
AGPAM’ın çalışma alanlarını ve gerçekleştirdiği çalışmaları inceleyin.