Türkiye'de gıda politikaları yurttaşın aleyhine çalışıyor. Bu durumu tersine çevirmek için Ulusal Gıda Güvenliği Kurumu'na ihtiyaç var.
Can Suyu
Su kıtlığı, gıda sistemlerinin sürdürülebilirliği için en büyük tehditlerden biridir. Fakat Gıda endüstrisi, sürdürülebilirlik dünyasının gerisinde kalmaktadır.
Kuraklık, küresel ısınma, iklim değişikliği gibi iklimsel olguların yanı sıra dünya nüfusunun artması, kentleşme oranının yükselmesi ve su kaynaklarının kirlenmesi gibi birçok sebebin küresel bir su krizine yol açacağı, insanlar yaşam tarzlarını ve tüketim alışkanlıklarını değiştirmedikleri sürece 2025 yılında dünya nüfusunun yarısından fazlasının su kıtlığı yaşayacağı öngörülmektedir. Su insanların yaşayabilmesi için gerekli olduğu kadar, doğanın da yaşayabilmesi ve insanlığa yaşam sunabilmesi için en temel maddedir. Fakat temel sorunlardan biri şudur ki; tüm canlılar arasında ücret ödeyerek suyun kullanılabilme kapasitesini belirleyebilen tek varlık insandır. Doğanın sunduğu temel bir bileşeni kısıtlamadan ve istenildiği ölçüde kullanma biçimi, gelecekte su kıtlığı problemleri yaşanmasının temel basamaklarını oluşturmaktadır.
Su kıtlığı, gıda sistemlerinin sürdürülebilirliği için en büyük tehditlerden biridir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), gıda üretiminin Dünya’nın büyüyen su kaynaklarının % 70’ini, özellikle tarım mahsulleri ve hayvan yetiştiriciliği için tüketildiğini tahmin etmektedir. Ancak su, işlenmiş gıdalarda da önemli bir bileşendir. Raporda, çoğu gıda şirketinin su riskleriyle başa çıkmaya hazırlıksız olduğunu ve bunun da gıda fiyatlarının artmasına neden olacağı belirtilmektedir.
Sürdürülebilir Su
Gıda endüstrisi, sürdürülebilirlik dünyasının gerisinde kalmaktadır. Ulusal/uluslararası gıda taleplerini karşılamak için gerekli olan değişiklikleri uygulamak oldukça zor olabilir ancak bu, gıda şirketlerinin bu gayede çaba sarf etmemesi anlamına gelmemelidir.
Dünya yüzeyinin çoğunluğu su ile kaplanmış olsa da, bu suyun sadece % 3’ü içilebilir; % 3’ü gezegenin buzullarında donuk haldedir. Yağmur toplama sistemleri ile taşkın sulamadan damla sulamaya geçiş su kullanımını önemli ölçüde azaltacaktır. Atık suyun yeniden kullanımı da son zamanlarda önem kazanan yeni bir tekniktir. Atık sulardaki kimyasalları ve kirleri temizlemek için gereken teknoloji nedeniyle her durumda pratik olmasa da, su kullanımını azaltmaya yardımcı olacaktır.
Su, gıda üretim sürecinde de olmazsa olmazdır. Sanal su tarımsal veya endüstriyel bir ürünün üretim sürecinde gereksinim duyulan su olarak tanımlanmaktadır. Yeni tarım tekniklerine odaklanmak da asıl gayemiz olmalıdır. Tarım mahsulleri suni gübreler kullanarak değil topraksız veya dikey tarıma geçerek yetiştirilmelidir.
Sera gazı ise küresel ısınmaya neden olarak su kaynaklarının hızlıca kurumasına neden olmaktadır. Gıda lojistiği için çevre dostu tedarik zincirleri oluşturulması en önemli konuların başında gelmektedir. Gıda ürünleri kamyonlarla taşınmakta ve bu kamyonların her biri CO2 ve sera gazı üreterek olumsuz sonuçlara yol açmaktadır. Taşıt emisyonunun azaltılması ve dağıtım sürecini iyileştirilmesi büyük yatırımlar gerektirse de gıda lojistiğinde sürdürülebilirlik için gerçekleştirilmesi gereken iki temel aşama vardır;
- Taşıt rotalarını optimize etmek
- Elektrik ya da biyodizel gibi daha çevreci yakıt kullanan taşıtları tercih etmek
Gıda Endüstrisinde Su
Su; ıslatma, yıkama, durulama, haşlama, ısıtma, pastörizasyon ve soğutma gibi gıda üretimin bir çok aşamasında girdi olarak olarak ve sanitasyon amacıyla temizlik maksatlı olarak yer almaktadır. Kullanım amacına göre suyun uygun niteliklerde olması gerekir. Ancak bir gıda işletmesinde kullanım amacı ne olursa olsun suyun asgari kriterlere uyması gerekmektedir. Suyun olabildiğince yumuşak olması, renk ve koku içermemesi, berrak olması, herhangi bir patojen mikroorganizma taşımaması ve fekal bulaş olmaması bu asgari kriterlerden bazılarıdır. Suyun bu asgari kriterlerde doğal kaynaklarda bulunması çoğu kez olanaksızdır. Bu nedenle, su gıda işletmelerinde kullanılmak üzere bir dizi işlemden geçirilerek hazırlanır. Bu işlemler suyun yumuşatılması, filtre edilmesi, klorlanması, klorun giderilmesi, bazı durumlarda demir ve mangan giderilmesi gibi çeşitli işlemleri içerir. Gıda sanayi önemli tatlı su kullanıcılarındandır. Gıda endüstrisinde sürdürülebilir su için iki strateji takip edilmelidir. Bunlar proseste kullanılan su tüketiminin optimize edilmesi ve suyun yeniden kullanılabilir hale getirilmesidir ancak gıda endüstrisinde suyun yeniden kullanılabilir hale getirilmesinde çeşitli engeller bulunmaktadır. Bu engellerden en önemlileri mikrobiyolojik riskleri barındırması ve gıda endüstrisinde su kullanımıyla ilgili yasal mevzuatlardır. Yeniden kullanılabilir suyun mikrobiyal kalitesi her zaman izlenmeli ve kalitesi garanti edilmelidir. Gıda endüstrisinde büyük miktarlarda atık su ortaya çıkmaktadır. Bu atık suların özellikleri kullanılan hammaddelere ve gerçekleştirilen proseslere göre önemli ölçüde değişiklik göstermektedir. Bu nedenle atık suların geri kazanımı oldukça önem teşkil etmektedir.
Sürdürülebilir Su İçin Neler Yapılmalı?
- Sanal su tüketimine göre gelecekte hangi tarım ürünlerinin ekiminden vazgeçeceğimiz, hangi ürünlerin ekimine yöneleceğimiz tespit edilmeli ve il il planlamalar yapılmalı
- Kusursuza yakın bir gıda denetim sistemi kurulmalı
- Hayvancılık gözden geçirmeli ve il il planlamalar yapılmalı
- Yağmur toplama sistemleri teşvik edilmeli ve çiftçiye ekonomik destek sağlanmalı
- Atık suların yeniden kullanımını sağlayacak teknolojiler geliştirilmeli
- GıdaPark’lar içerisinde dikey tarıma geçilmeli, çiftçiye bu konuda eğitim ve ekonomik destek verilmeli
Bunlar İlginizi Çekebilir
AGPAM’ın sizin için önerdiği çalışmaları okuyun.
göz atın.
AGPAM’ın çalışma alanlarını ve gerçekleştirdiği çalışmaları inceleyin.